İşçi çıkarmayı yasaklama tasarısı, başka sakıncalar içeriyor
Basında “İşçi çıkarılması 3 ay yasaklanıyor” başlıklı haberlere konu Adalet ve Kalkınma Partisi'nin hazırlamış olduğu kanun taslağı olumlu bir kısım düzenlemeler içerse de kabulü mümkün olmayan düzenlemeler de içermektedir. Taslağa göre İş Kanunu'na eklenen geçici maddelerle işçi çıkarılmasının en az 3 ay süreyle yasaklanmış olması (İş Kanunu 25/1-II'ye göre yapılacak fesihler istisna olmak üzere) elbette olumlu ve yerindedir. Ancak tasarıda işten çıkarılması yasaklanan ve işsizlik ödeneğinden de yararlanma şartlarını taşımayan işçilerin işverence ücretsiz izine çıkarılması yolu açılmakta olup, bu durumdaki işçilere en düşük işsizlik maaşı ödeneği kadar, yani günde 39,24 TL ödeme yapılacağı düzenlenmektedir. Mevzuatımızda yeri olmayan, işçiden onay alınmadan yapıldığı takdirde hukuken haksız fesih niteliğinde olan ücretsiz izin uygulamasının İş Kanunu'yla yasal bir zemine oturtulması, ileriye doğru ücretsiz izin uygulamasının yaygınlaşmasına ve işverenlerce talep edilmesine neden olacak, işçiler için ise bu durum önemli hak kayıplarına neden olabilecektir. İşçiyi bu dönemde ücretsiz izine çıkarmanın da hiçbir hukuki gerekçesi yoktur.
Diğer yandan ücretsiz izine çıkarılacak işçilere yapılacak günlük 39,24 TL'lik ödeme miktarı da insan onuruyla bağdaşmamaktadır. Zorunlu nedenlerle 3 ay boyunca çalışamayan işçiye işsizlik ödeneği kadar (günlük 39,24 TL) bir ödeme yapmak hukuksuz, adaletsiz, hakkaniyetsiz ve kendi içerisinde de mantıksızdır. İşsizlik ödeneğinden yararlanan işçinin aksine, tasarıyla ücretsiz izinli sayılması düşünülen işçi bu dönemde işini kaybetmemiş, iş aramamakta, işverenin işçisi durumundadır. Feshe bağlı tazminat vs. ödemeler de almamıştır. Bu işçilerin kısa çalışma ödeneğinden yararlanan işçilerden hiçbir farkı bulunmamaktadır. Bu işçilerin almış oldukları ücretler, hayat standartları, ihtiyaçları, aynı işyerinde çalışan ve kısa çalışma ödeneğinden yararlanan işçilerle birebir aynı olup, İş Kanunu düzenlemelerine göre işverenin işçileri arasında ayırım ve farklı muamele yapması da zaten yasaklanmıştır. Bu işçilerden de kısa çalışma ödeneğinden yararlanan diğer işçiler gibi her türlü kesinti yapılmaktadır. Kısa çalışma ödeneği ise en düşük günlük 58,41 TL, en yüksek günlük 146,01 TL'dir. İşten çıkarılması 3 ay boyunca yasaklanan bu işçilere günlük 39,24 TL ödemek, işçinin işi tazminatsız olarak bırakıp başka iş aramasına ve bulabilirse her türlü riske katlanıp başka işlerde çalışmasına neden olmak anlamına gelecektir.
Yapılacak yasal düzenlemelerde, kısa çalışma ödeneğinden yararlanmak için 450 gün prim ve 60 gün iş akdine bağlı çalışma şartlarının da kaldırılarak kısa çalışma ödeneğinden tüm işçilerin adil ve hakkaniyetli şekilde yararlanmasının önü açılmalı, ücretsiz izin gibi hukuk dışı ve ileride hak kayıplarına neden olacak uygulamalar da tasarıdan çıkarılmalıdır.
Bir diğer güncel sorunun da salgın nedeniyle hastalanan işçilerin durumlarına ilişkin olduğu görülmektedir. Çalışmasını zor koşullarda sürdüren işçilerin bu salgın nedeniyle hastalığa yakalanmasının SGK tarafından iş kazası olarak kabul edilmemesi de ciddi hak kayıplarına ve mağduriyetlere neden olmaktadır. Salgına karşı topyekün mücadele verirken fedakarca işlerini sürdüren işçilerin hastalık risklerine karşı etkin bir şekilde korunması, bunun için her türlü tedbirin alınması oldukça önemli olduğu kadar, hastalığın da iş kazası kapsamına alınması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması elzemdir. Tasarı kanunlaşırken bu ihtiyacı karşılayan düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
Saygılarımızla…09.04.2020
Bursa Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Komisyonu