"İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi tehlike altındadır"
10 Aralık 1948 tarihinde kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin üzerinden tam 71 yıl geçmiş durumda. İkinci Dünya Savaşı ile birlikte yeryüzünde en üst seviyeye ulaşan hak ihlallerinin bir daha tekrarlanmaması ve doğan her insanın, haklarının tanımlanması amacıyla oluşturulan metin, insanlığın büyük kazanımları arasında yer almaktadır.
Kısaca ifade edecek olursak; Tüm insanlar için eşit, özgür ve insan onuruna yakışır bir yaşam hakkı, adil yargılanma hakkı, ifade hürriyeti, din ve vicdan hürriyeti, seçme ve seçilme hakkı, parasız eğitim hakkı, çalışma ve örgütlenme hakkı, mülkiyet hakkı gibi temel insan hakları İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile tüm imzacı devletler tarafından güvence altına alınmıştır.
Binlerce yıllık insanlık tarihi göz önünde bulundurulduğunda henüz çok yeni olan bu beyanname maalesef henüz bir asrı dahi doldurmadan tehlike altındadır. Dünyanın dört bir yanında bu hakların saldırı altında olduğu günlük siyasal gelişmelerden anlaşılmaktadır. Fransa'dan Bolivya'ya, Irak'tan Hong Kong'a kadar tüm insanlık, hakları için sokağa çıkmakta ve devletlerin saldırısında olan haklarını korumak için mücadele etmektedirler.
Maalesef ülkemizde de mevcut güncel durum, 71 yıl önce insanlığın kazanımı olarak ortaya konan temel değerleri korumaktan çok uzaktır. Türkiye halklarının eşit ve özgür, insan onuruna yaraşır yaşam hakkı, ortaya konan uygulamalarla ihlal edilmektedir. Son dönemde her gün bir yenisi açığa çıkan kadın ve iş cinayetleri devletin eşit-özgür yaşam hakkını koruyamadığının en büyük göstergesidir. Atanan kayyumlarla Kürt halkının seçme ve seçilme hakkının gasp edilmesi, çıkarılan KHK'larla işlerinden edilen kamu çalışanlarının ve beraat ettikleri halde görevlerine iade edilmeyen akademisyenlerin çalışma hakkının elinden alınması, iktidar muhalifleri tarafından yapılan her basın açıklaması ve toplantının kolluk güçlerinin müdahalesine maruz kalması, yine hiç bir hukuki iddia ve suçlamaya muhatap olmadığı halde KHK'larla kapatılan dernek ve vakıfların bugün dahi açılması önüne engeller konulması, muhalif her düşüncenin sulh ceza hakimlikleri vasıtasıyla cezalandırılması ve burada saymakla bitiremeyeceğimiz hak ihlalleri, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin AK Parti iktidarı tarafından bir bütün halinde yok sayıldığının ve kabul edilmediğinin açık göstergesidir.
İnsanlığın ortak kazanımı olan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi dünyada ve ülkemizde açık bir saldırı altındadır. İnsanlığa, yani bizlere düşen görev ise kazanımlarımızın ayakta tutulması için mücadele etmek ve daha ileriye taşınması için çaba göstermektir. Meşru her vasıtayla hak ihlallerine karşı dayanışma içerisinde olmak ve toplumsal mücadelede bir adım öne çıkmak da yine biz avukatların birinci önceliği olmalıdır. Bu anlamda 71. yılını dolduran İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi kazanımlarını benimsiyor ve onun kazanımları için mücadele eden tüm insan hakları savunucularını saygıyla selamlıyoruz. 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü Kutlu olsun.
Bursa Barosu İnsan Hakları Komisyonu